Annesiz Yavru Kedi Bakımı Nasıl Yapılır?

Yavru kedi bakımı, oldukça hassas bir bakımdır. Genellikle sokakta bulduğumuz sahipsiz yavru kedilere kayıtsız kalamaz ve onları koruma altına almak isteriz. Ancak bu durumda da genellikle yapmamız ve yapmamamız gerekenler konusunda epeyce kararsız kalırız.

Bir yavru kedinin annesinden ayrılması için ideal dönem 8 haftalık olduğu zamandır.
Anne sütü yavru kedinin gelişimi için hayati önem taşıyan besinlerin yanı sıra, onu ilk haftalarda bulaşıcı hastalıklardan koruyacak olan antikorları da barındırır. Bu nedenle yavruları anneden erken ayırmak, onların pek çok sağlık sorununa karşı savunmasız kalmalarına yol açar. Fakat kimi zaman anne kedi öldüğü, hastalandığı, yavrularını reddettiği ya da bir nedenle onlardan ayrıldığı için yavruların bakımını üstlenmeniz gerekebilir.
Beslenme:
Yavru henüz kendi kendine yiyemeyecek kadar küçükse, beslenmesi için biberon ,Beslenmesi için anne sütü değerinde süt tozu kullanabilirsiniz.

Mamayı küçük miktarlar halinde bir seferlik hazırlayın ve artan kısmını yeniden kullanmayın, atın. Mama ne sıcak ne de soğuk olmalı, oda sıcaklığında olmalıdır. Yavru her 3-4 saatte bir beslenmelidir. Eğer insanlar için yapılmış bir biberon kullanıyorsanız, biberonun memesinin üst kısmına küçük bir delik açın; böylelikle hazırladığınız mama rahatça biberonun ağzından geçecektir.
Yavruyu beslemek için kucağınıza bir havlu serin ve yavruyu bu havlunun üzerine karın üstü duracak şekilde koyun. Sırtüstü ya da yan yatırmayın; ensesinden tutarak havaya ya da arka ayakları üzerinde kaldırmayın çünkü bu pozisyonlardayken mamanın nefes borusuna, akciğerlerine kaçması ve yavrunun boğulması tehlikesi vardır. Biberonu ağzına yaklaştırdığınızda kokuyu alıp kendiliğinden memeye yapışmıyorsa parmağınızı hafifçe ön dişleri arasına sokarak, kesinlikle zorlamadan ağzını açın ve biberonun ucunu ağzına yerleştirin. Bunu yaptığınızda emmeye başlamalıdır. Eğer yavru emmiyorsa zorla içirmeye çalışmayın, derhal veterinerinize başvurun. Biberonu yere 45 derece açı yapacak şekilde tutun; bu sayede yavru emerken hava kabarcıkları oluşmaz ve hava yutmaz. İstediği kadar emmesine izin verin, bıraktığında daha fazla emmesi için onu zorlamayın. Karnı doyduğunda göbeği hafifçe şişkin yuvarlak bir şekil alacak ve emmeyi bırakacaktır. Yavruyu omzunuza yaslanacak şekilde tutarak çok hafif bir şekilde sırtına parmağınızla vurarak gazını çıkarmasını sağlayın.

Isınma:
Annesiz bir yavru kediyi bulduğunuz anda yapmanız gereken ilk şey, onu üşümekten kurtarmaktır. Yavru kediler yaklaşık 5 haftalık oluncaya dek kendi vücut ısılarını korumaktan acizdirler. Bu nedenle onu hemen giysilerinizin içine, sizin vücut ısınızı alabileceği bir şekilde koyun ve imkanınız varsa en yakın veteriner kliniğine götürün. Anneden ayrı kaldığı zaman boyunca meydana gelen olumsuzlukları ancak bir veteriner hekim anlayabileceği ve doğru şekilde müdahale edebileceği için, kedi bakımında ne kadar deneyimli olursanız olun bu adımı atlamayın.
Eve döndüğünüzde yavru için evin sakin, hava akımı olmayan bir köşesinde bir yer hazırlayın. Orta büyüklükte bir karton kutunun içine birkaç kat temiz kumaş serin. Naylon, muşamba gibi malzemeler kullanmaktan kaçının. Evinizde varsa bir sıcak su torbası, yoksa bir su şişesinin içine kaynar olmayan sıcak su doldurarak ve şişeyi havluya sararak kutunun içine koyun. Yavruyu havluya sardığınız bu şişenin yanına yerleştirin. Şişenin ağzının kesinlikle su sızdırmamasına ve yavrunun sıcak şişeye doğrudan temas etmemesine özen gösterin. Şişedeki suyu sık sık kontrol edin ve soğudukça yeniden sıcak suyla doldurun. Kutunun altına ya da içine asla elektrikli battaniye gibi ısıtıcılar koymayın.

Tuvalet:

Anne kedi yavrularını emzirdikten sonra onların karnını ve genital bölgelerini yalayarak tuvaletlerini yaptırır. Siz de her beslenmeden sonra aynı işlemi yapmalısınız. Bu işlem için yavruyu bir kağıt havlu üzerine sırtüstü kucağınıza yatırın. Ilık suyla hafifçe ıslatılmış bir pamukla karnından aşağıya doğru bastırmadan, yumuşak hareketlerle masaj yapın. Yavru tuvaletini yaptığında yine hafifçe ıslatılmış bir pamukla temizleyin ve güzelce kurulayın. Eğer yavruda ishal ya da kabızlık oluştuysa hiç vakit kaybetmeden veterinerinize başvurun.

Yarı katı gıdaya geçiş:

Yavru 4 haftayı doldurduğunda biberonla beslemenin yanı sıra sulandırılmış konserve yavru kedi mamasını ya da veterinerinizin tavsiyesiyle evde hazırlayacağınız bir mamayı ona verebilirsiniz. Başlangıçta biberonla beslemeye düzenli olarak devam edin fakat gün içinde ona ılık suyla karıştırdığınız mamayı da bir tabakta verin. Mamayla ilgilenmiyorsa zorlamayın. Yavru mamayı yemeye başladığında gitgide biberon öğünlerini azaltın ve bunun yerine mamasını verin. Bu dönemde yavrunun dışkısını dikkatle gözlemleyin. İshal ya da kabızlık şekillenmesi durumunda vakit kaybetmeden veterinerinize başvurun. 5. haftadan itibaren mamadaki su miktarını azaltarak doğrudan konserve mamayı vermeye başlayabilirsiniz. Konserve mamanın yanı sıra ılık yoğurt, haşlanmış ve kemikleri ayıklanmış, küçük parçalar halinde doğranmış ya da blenderden geçirilmiş et, tuzsuz lor peyniri, haftada bir kez haşlanmış yumurta sarısı gibi gıdalar da verebilirsiniz

Kuru mamaya geçiş:

Beşinci hafta sonunda artık yavru kedimizin bebek dişlerinin tamamı çıkmıştır, kişiliklerinde bu sırada oluşmaya başlamıştır. Artık bir kaptan kuru mama yemeye yavaş yavaş başlayabilirler.

Yavru Köpek Bakımı Nasıl Yapılır?

Yavru köpek edinmek çok büyük bir sorumluluktur. Ancak, insanlık tarafından bilinen en tatmin edici dostluklardan biridir. Hatırlanması gereken en önemli nokta yavru köpeğinizin güvenli bir ev ortamına, uygun beslenmeye, düzenli veteriner hekimi bakımına, ilgi ve sevgiye ihtiyacı olduğudur.

Beslenme:
Anne sütünü yeteri kadar almış yavru bir köpeğin beslenmesinde en önemli konu, bir yaşına gelmemiş yavru mamalar tüketmesini sağlamaktır. Küçük taneli, yavru köpekler için yeteri miktarda kaliteli içeriği olan doğru mamalar tercih etmeli ve kilosuna, sağlık durumuna uygun olarak veteriner hekiminizin önerdiği şekilde beslemelisiniz. Hekiminiz aksini söylemediği sürece günde üç defa beslemeye dikkat etmelisiniz. Yaklaşık 4 aylık bir sürenin sonunda yavaş yavaş azaltmak kaydıyla, iki defa besleme yöntemine dönmelisiniz. Bizim önerimiz besleme saatlerini mutlaka bir düzene oturtmanız.
Mamasını her sabah aynı saatlerde yemeye alışırsa, tuvalet saatleri de düzene girecektir. Eğer köpeğinizin ilerleyen zamanlarda ağız kokusu, diş taşı, obezite gibi problemlerle karşılaşmasını istemiyorsanız maması ve faydalı atıştırmalık dışında ona kendi yediğiniz yiyeceklerden vermemeye de dikkat edin.
Beslenme konusunda son olarak söylemek istediğimiz; ne olursa olsun onu kaliteli mama ile beslemenizdir!

Sağlık Bakım:

Yavru köpek bakımı dediğiniz zaman bir diğer önemli konu da sağlığıdır. Aşıları, parazit uygulamaları, tüy ve tırnak bakımı gibi ayrıntılardır. Öncelikle sahiplendiğiniz köpeğinize bir veteriner hekim bulmanız şart. Düzenli sağlık kontrollerini ve uygulamalarını yaptıracağınız hekiminizi seçerken bizim önerimiz evinize yakın olanı değil, işinde çok daha iyi olanı seçmenizdir. Sık sık hekim değişikliğine gitmek hayvanların psikolojik olarak etkilenmesine neden olabileceği gibi tedavi prosedürlerinin sık değişmesine ve buna bağlı olarak iyileşmenin (ihtimal de olsa) gecikmesine neden olabilir. Yavru köpeğinizin kaç aylık olduğunu ve hangi aşılarının başlaması gerektiğini hekiminiz size detaylıca anlatacak ve ilk olarak parazit uygulamaları ile aşı tedavisine başlayacaktır. Tabii bundan önce genel muayene, kan tahlilleri de yapılması gerekebilir.
Herhangi bir hastalığı, rahatsızlığı yoksa yavru köpeğinizin rutin kontrolleri en kısa sürede başlayacaktır. Bunun dışında köpeğinizin tüylerini düzelttirdiğiniz, bakımını yaptırdığınız, pet şampuanlarıyla güzelce yıkattığınız bir pet kuaförünün de olması sizi oldukça rahatlatacaktır. Yaklaşık bir-bir buçuk ayda bir yaptıracağınız bakımlar dışında köpeğinizin tüylerini düzenli olarak taramanız gerekmektedir. Köpeğinizin deri ve tüy yapısına uygun olacak bir fırça seçmek kaydıyla! Siz siz olun köpeğiniz henüz yavruyken, pet diş fırçaları ve macunları kullanarak dişlerini fırçalamaya başlayın; hekiminizin öğrettiği şekilde tırnaklarını pet tırnak makaslarıyla kesmeyi öğrenin. Acil müdahale için gerekli olabilecek tüm ilk yardım bilgilerini edinin. Bazen yapacağınız en basit hamle bile köpeğinizi hekiminize götürene kadar kurtarmanıza yardımcı olabilir.

Eğitim:
Eğitim de yavru köpek bakımı söz konusunu olunca es geçilmeyecek bir noktadır. Eğitim aslında geniş kapsamlı bir konudur. Tuvalet eğitimi ayrı, gel, git, otur gibi komutların eğitimi ayrıdır. Yavru köpek sahibi olarak başarılı olmanız için dikkat etmeniz en temel nokta köpeğinize kararlı davranmanızdır. Yani; otur dediğinizde oturmazsa hemen pes edip onu severseniz, ama başka bir zaman kızarsanız köpeğiniz otur komutunda oturması gerektiğini anlamakta ve uygulamakta güçlük çeker. Bu yüzden kararlı olmak her zaman başarıya götüren bir adımdır. Bu konuda profesyonel eğitmenlerden yardım alabileceğiniz gibi, kendiniz de bir eğitim programı başlatabilirsiniz. Fakat yapacağınız her hata köpeğinizde davranış bozukluklarına yol açabilir. Tuvalet eğitiminde genellikle gazete kağıtlarından faydalanılır.
Köpeğiniz için ayarlayacağınız bir oda ya da alana serilmiş gazete kağıtlarına, tuvalet yapma pozisyonu aldığında köpeğinizi yönlendirmeniz gerekiyor. Köpeğiniz tuvaletini gazete kağıtlarına yapmayı öğrendiği zaman, gazete kağıtlarının sayısını giderek azaltmalısınız. Bildiğiniz gibi köpeklerin aşıları bitmeden sokağa çıkmaları pek sağlıklı değildir. Bu yüzden ev içerisinde sadece gazete kağıtlarına tuvaletini yapmasını öğrenmesi işinizi çok kolaylaştıracaktır. Aşıları tamamlandığında ise onu sık sık gözlemlemeniz gerekecek. Yavru köpekler ilk başlarda yetişkin köpeklere nazaran daha sık tuvalete çıkma ihtiyacı duyabilirler. Bu yüzden gözlem şart! Gazete kağıdına gitmeye başladığında tasmasını takıp hemen bahçeye çıkarmanız bu sefer bahçeye alışmasını sağlayacaktır.

Psikolojik Destek:

Yaklaşık 3 aylıkken (korkulara daha duyarlı olduğu yaşlar) köpeğinizi, yavaş yavaş, yabancı seslere alıştırmaya çalışın. Bu sesler; kapı zili, elektrik süpürgesi, çim biçme makinesi gibi strese neden olan sesler olabilir. Unutmayın ki o daha bir bebek ve sizin desteğinize ihtiyacı var. Bu yüzden gök gürültüsünden saç kurutma makinesine bir sürü ses onu korkutabilir. Sizin de bu anlarda onu sakinleştirmeniz ve seslere yavaş yavaş alıştırmanız gerekir.

Kediler Neden Tüy Döker?

Kedilerin tüy dökme sorunu birçok sebepten oluşabilir. Kedinin tüy yapısına, yaşına cinsine, yaşadığı koşullara, mevsimlere, regl ve bebeklik dönemlerine göre artış veya azalış göstermektedir.Tüy dökme sebeplerini 5 kategoride toplayabiliriz.

1 Beslenme:
En önemli nedenlerinden biriside ‘hatalı beslenmedir’. Kedilerde bozulmuş gıda, sofra yemeği, bayat mama verilmesi tüy dökülmesine etkendir. Ev yemeklerinden kedinizi uzak tutmanız konusunda uyarmak isterim. Kedinizin doğru gıda ürünleri ile beslenmesi gerekiyor.
-Kedinizi beslediğiniz gıdaların protein içeriği onun ihtiyacından çok daha fazlaysa, maması ihtiyacı olan vitaminleri yeterince içermiyorsa veya gıdalardaki yağ dengesi kediniz için uygun değilse, bu gıdalar bebeğinizin tüylerinin dökülmesine yol açar.
– Kedilerde tüy dökülmesinin sebeplerinden biriside susuzluktur, susuzluk kedilerin tüy dökülmesine sebep olabiliyor.
– Özellikle B vitamini eksikliği tüy dökülmesine sebep olan faktörlerden bir tanesidir.
-Kediniz yaladığı tüyleri kusarak çıkartıyorsa.Tüy yumak önleyici malt kullanabilirsiniz. Aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

2 Mevsimsel Dökülmeler ve Bakım Sorunları:
-Mevsim geçişlerinde, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında tüy dökülmesi görülür. Kediler ilkbaharda kıştan kalan sık, kalın ve uzun tüylerini dökerler; yerine seyrek, ince ve kısa tüyler çıkar. Sonbaharda da bu tüylerini dökerek yerine kış için sık, kalın ve uzun tüyleri çıkar. Normal boyutlarda gelişen bu tüy dökümü ‘mevsimsel tüy dökümü’ olarak adlandırılır.
– Kedinizin hiç sıkılmayacağı, sonsuza kadar devam etmesini isteyeceği aktivitelerin en başında taranmak gelir. Kediniz o anın tadını çıkartırken, sizler de kediniz ile hem güzel vakit geçirecek hem de dostunuz için harika bir tüy bakımı yapmış olacaksınız.
– Kedinizi küçük yaştan itibaren tüylerinin fırçalanmasına ve taranmasına alıştırmanız iyi bir fikirdir. Bu, rahatsız edici düğümleri önleyecek ve ölü tüylerin uzaklaştırılmasını sağlayacaktır. Bu işlemi düzenli olarak yaparsanız, yalnızca kedinizin tüylerini sağlıklı ve temiz tutmakla kalmayacak, tüy yumaklarının oluşmasını önlemeye de yardımcı olacaktır.
– Kediniz uzun tüylüyse, tüylerini her gün ya da en azından haftada birkaç kez taramalısınız. Kısa tüylü kediler yalnızca haftada bir kez taranmalıdır.

3 Hastalıklar:
-Kedimiz her zamankinden daha fazla tüy döküyor ve dışarıdan herhangi bir sorun göremiyorsanız sorun daha derinlerde olabilir! Kedilerde tüy dökümünün diğer bir sebebi ise hastalıklar iç parazitler olabilir. Eğer tüy dökümü uzun süredir devam ediyor ise, acil bir veteriner hekim muayenesi, dostunuzun sağlığı açısından önemlidir.

4 Hormonal Değişiklik:
Kediniz kızgınlık, çiftleşme ve hamilelik zamanlarında süregelen hormon değişimleri de tüy dökümüne sebep olabilir.
– Eğer böyle bir durum söz konusu ise meraklanmanıza gerek yok çünkü bu dönem sonlandığında tüy dökülmesi yavaşlayarak duracaktır.
-Ancak tüy dökülmesi hala hızlı bir periyotta devam etmekte ise acilen hekimine gitmelisiniz.

5 Stres:
– İnsanlarda olduğu gibi kedilerde de stres unsuru vardır ve bu durum onların tüy dökmelerine sebep olur. Kedilerde tüy dökülmesine neden olan stres,  evdeki diğer hayvanlardan,  aile bireylerinden, çevresel faktörlerden, ortam değişikliklerinden ve iklim şartlarından kaynaklı olabilir.
-Sizin yapmanız gereken stresin kaynağını bulmak ve daha sonra bu kaynağı ortadan kaldırmak ya da kedinizi bundan uzak tutmaktır.
-Onunla oyun oynayabilirsiniz. Vakit geçirin. Sevgi gösterin. Bu birazda olsa stresini azaltacaktır.