İki kedi aynı evde nasıl yaşar?

Genellikle tek bir kedi sahibiyken ikinci bir kedi ihtimali belirir ve bu ihtimal belirdiğinde aklımıza şu soru gelir acaba kedilerim birbiriyle geçineck mi?Doğal olarak akla gelen bu sorunun altında aslında kedilerin bölgei tavırlarını bilmemiz yatmaktadır.

Aslındakedilerin birbirine alışması veya anlaşması iki kedinin karekteriyle alakalı bir durum olup çok kolayda olabilir çok zorda olabilir.Başarınızı etkileyecek etkenlerden biride biraraya getirilecek kedilerin yaşıdır.Diğer önemli unsurda kedilerin bölgeyi sahiplenme karekterleridir.Hepimizin mutlaka başına gelmiştir kedimiz eve başka bir hayvan veya misafir geldiğinde alanını koruma içgüdüsüyle agresif bir tavır içine girer.Alanına giren yabancı bir canlıya mutlaka burası benim dikkatli ol mesajı vermek için tıslayacak veya pati gösterecektir.

Yukarıdaki senaryonun tam tersi ise sorunsuz şekilde evde kedi ile gelen kedinin anlaşmasıdır.Daha önce belirttiğimiz gibi bu durum genellikle kedimizin karekteri ile ilgilidir.Kendine ve sahibine güvenen ve bağlı olan bir kedi yeni gelen kediyi bir arkadş hatta oyun arkadaşı olarak görür ve hiç bir çaba sarfetmemize gerek kalmadan onu kabullenir.Bu senaryo genellikle yaşlı ve yavru kediler arasında gerçekleşir çünkü evdeki yaşlı bir kedi yeni gelen yavruyu bir rakip olarak görmez ve onunla alan mücadelesine girmez.Alan mücadelesine girmediği içinde aynı evde olmaları sorun çıkarmaz.

Peki kediler nasıl tanıştırılmalı, tanıştırmalarda dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Tanıştırma sürecinde en önemli etkenler kedilerin cinsleri ve yaşlarıdır.Eğer seçim şansımız var ise eve gelecek kediyi daha genç kedilerden veya yavrular arasından seçersek başarı ihtimalimiz daha da artacaktır.Taşınma gününden önce eve gelecek kedimizi tam bir veteriner kontrolünden geçirmeli ve ciddi bir hastalığı olmadığından emin olmalıyız.Kontrol aşamasından ssonra yeni kedimizin bazı özel eşyalarını önceden eve getirip diğer kedimizin koklamasını sağlayabiliriz ve durumu bir ödül maması ile pozitif bir hale getirebiliriz.

Bu etkenleri göz önünde bulundurduktan sonra bir süre kedilerimizi ayrı odalarda barındırmalı az eşyalı ve geniş bir odamızda yeni kedimizi kafes içersinde getirerek kedilerin birbirlerini koklamalarını sağlayabiliriz.Koku ile birbirlerini tanıyacak olan kedilerimiz bu noktada olumlu yada olumsuz tepkiler verecekir.Eğer tepkiler olumsuzsa yeni kedimizi biraz uzaklaştırarak ortamı sakinleştirebiliriz.Bu ihtimale karşı kedilerimizin tırnaklarını tanışmadan önce kısaltmalıyızki bir saldırı durumunda hasar en aza insin.Eğer tıslamalar saldırıya dönüşecek gibi olursa yeni kediyi odadan çıkarın ama diğer kedinizi kesinlikle cezalandırmayın.

İlk tanışma nisbeten olumsuz geçsede vazgeçmeyin kedinizin alışkanlıklarını devam ettirin ve ayrı odalarda da olsa aynı evde olmaları zamanla birbirlerine alışmaya onları zorlayacaktır ve zaman alsada mutlaka beraber yaşamnın bir yolunu bulacaklardır bu süreçte kedilerin karekteri kadar sizin sabrınızda belirleyici olacaktır unutmayın.

Golden Retrieverımızı nasıl beslemeliyiz?

Yavrular nasıl beslenmeli

Golden yavruları ilk 7 hafta mutlaka anne sütü ile beslenmelidir 7 haftanın sonunda normal gıdalara geçebilirsiniz.Başlarda kuru mama yavru için sert gelebilir mamayı yumuşatmak için et suyu yada içme suyu ile ıslatarak verin.Kuru mamaya geçişle beraber günde 3 öğün besleyebileceğiniz golden yavrunuz her öğünde 1/3 yada 1/2 fincan kadar mama ile beslenebilir.

3 ay bu düzende beslenmeye devam edilebilir 3 ay dolduktan sonra günde 2 öğüne geçiş yapılabilir.Dikkat etmemiz gereken bir konuda yavrumuza mama verdikten sonra 20-30 bekleyin ve kabı yesede yemesede kaldırın.Bu şekilde öğün ve zaman konusunda köpeğinizi eğitmeye başlarsınız.

Yetişkinleri beslerken dikat edilmesi gerekenler

Yavruluktan çıkan köpeğinizi besin değeri yüksek mamalarla beslemeye özen gösterin.Eğer köpeğiniz mamasını yememekte direniyorsa muhtemelen koruyucu maddeler içeren bir mama veriyorsunuzdur.Mamanızı seçerken içindde glikol, BHA, sodyum, Etoksikin ve propilon gibi koruyucu maddelerin olmamasına özen gösterin.Mama bileşenlerinde hindi,tavuk ve kuzu eti gibi ana et bileşenlerinden birinin olmasına dikkat edin.

Mama içeriğinde ayrıca beyaz yada esmer pirinç gibi kaliteli dolgu maddeleri olduğundan ve hayvan atıkları (kanat,ayak,toynak) olmadığından emin olun.Hareketli bir ırk olan Golden köpekler protein oranı yüksek besinler ile beslenmelidir.Sağlıklı bir mamada %30 oranında protein olmalıdır ayrıca %18 oranında Omega 3 ve Omega 6 gibi sağlıklı yağlar bulunmalıdır.Bu doğal yağlar köpeğinizin derisi ve tüylerinin daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır.Ek olarak %30-35 oranında karbonhidrat barındırması ve vitaminle-minareller içermesi önemlidir.

Goldenlar günde kaç kez mama yer

Paylaştığımız tabloda köpeğinizin kilosuna göre ortalama bir kuru mama oranı belirleyebilirsiniz.Tablo ortalama değerlerden oluşmaktadır ve gün içinde 3-6 öğüne yayılarak verilebilir.Sonrasında  gündee 2 öğün  şeklindee verilebilir.

Vermemeniz gereken gıdalar

Goldenların farklı bir tüy yapısı vardır bu sebeple bazı besinleri kesinlikle yedirmemeniz gerekiyor.Goldenlar cana yakın olduklarınızda sürekli etrafınızda dolanırlar ve yediklerinizden isterler ama kesinlikle yediklerinizden vermemelisiniz.Vermemeniz gereken yiyecekler çiğ yumurta,soda,avokado,çikolata,kahve,çiğ etler,soğan sarımsak,kemikler,kuru-yaş üzüm,şerbetçi otu,fındık,hamur,küflü gıdalar,tuzlu yiyecekler,süteve alkol.

Yavru kedinizi anlama ip uçları ve karekteristik özellikleri

Kedi kumu eğitimi
Kum kabı eğitimi hem siz hemde kediniz için kolay bir süreçtir çünkü çoğu yavru kedi için kum benzeri malzemeleri eşeleme içgüdüsü daha 4 aylık yaştayken başlar.Eğer yavru kediniz kum kabındayken onu rahatsız ederseniz, kum kabını kulanmaktan soğuyabilir, o yüzden bu süreçte sabırlı olmakta fayda var.Ayrıca kum kabını yavru kedinizin istediği zaman gibi çıkabileceği bir yere yerleştiriniz ve kumu her zaman temiz tutunuz.İlk zamanlar yavru kediniz uykudan uyandığında ve yemekten sonraki hareketlerini iyi gözlemleyiniz ve tuvaleti geldiğini anladığınızda onu kum kabına koyunuz.Bu işlemi kediniz kendi  kendine kum kabına gidene kadar tekrarlayınız.

Eğer kediniz kum kabına değilde başka yerlere tuvaletini yapıyorsa bunun sebepleri şunlarlardaan biri olabilir.

1-Kum kabındaki kumu değiştirmeyi unutmuş olabilirsiniz bu yüzden kum pistir ve kediniz kabı kullanmayabilir.

2-Kum kabının bulunduğu yere giriş ve çıkışın kolay olmaması veya kum kabının bulunduğu yerin uygun olmaması.

3-Kumun markasını değiştirmiş olmanız.

Tüm bu ihtimalleri gözden geçirmenize rağmen kediniz hala kum kabına değilde evin farklı yerlerine tuvaletini yapıyorsa sağlık problemini göz önünde bulundurarak veteriner hekiminize danışınız.

Kedinizin geceleri aktif olması
Kediler gündüz dinlenip, gece avlandıkları için yavru kediniz geç saatlerde sizi rahatsız edebilir.Rahat bir gece geçirmek için kedinizle erken saatlerde oyunlar oynayarak enerjisini harcamasını sağlayabilirsiniz.Yemek yedikten sonra enerj patlaması yaşanacağı için günün son öğününü çok geç saatlere kalmadan vermenizde fayda var.Beslenme ile ilgili önemli bir nokta ise kediniz sizi uykunuzdan uyandırdığında onu beslemeyiniz ve oynamayınız çünkü bu eyleminiz daha fazla teşvik edecektir.

Konuşma
Kedilerin konuşması olarak adlandırdığımız yüksek sesle ve sürekli miyavlama davranışı sizle onun arasında bir iletişim aracıdır ve yavru kediniz yalnız, sinirli yada sıkılmış ise ilginizi çekmek amacıyla bu davranışa başvuracaktır.

Meraklılık
Kediler oldukça meraklıdır bu nedenle hareket eden her şey dikkatlerini çeker ve üzerine atlayabilirler.Ayrıca nesneleri keşfetmek için neredeyse her şeyin içine girip tırmalamaya çalışırlar ve bu şey suyla dolu bir kova veya kapağı açık bir klozet olduğunda tehlikeli durumlara yol açabilir.Eğer kedinizin tehlikeli durumlarla yüzleşmesini istemiyorsanız yasaklı bölgelere yaklaşan kedinizi sert bir hayırla uyarmalı veya sevdiği bir oyuncakla dikkatini çekmelisiniz.Kediler karanlık kuytu yerlerde uyumaya bayılırlar bu nedenle çekmeceleri, sandık ve dolaplarınızı kapalı tutunuz.Fırın, çamaşır ve bulaşık makinesinin kapağını kapatmadan önce kedinizin orda olup olmadığını kontrol edin.

Mırlama
Mırlama kedilerin en karakteristik özelliklerinden birisidir ve bu mırlama sesi gögüs duvarındaki önemli kan damarlarından birinin titreşimine bağlı olarak şekillendiğine inanılmaktadır.Kediler hasta olduklarında, korktuklarında veya mutlu olduklarında da mırlayabilirler.

Ovalama
Patilerini ovalama davranışı, yavru bir kedinin annesini emdiği sırada içgüdüsel olarak ön patileriyle annesinin karnına bastırarak yaptığı harekettir.Çoğu kedi erişkin olduğunda bile memnuniyet ve sevgi göstermek için mırlamanın yanında bu hareketi yapmaya devam eder.

Tırmalama
Kedilerin tırmalama hareketini patilerini keskinleştirmek için yaptığına dair hatalı bir inanış vardır.Bu inanışın aksine kediler tırmalama davranışını tırnak temizliği ve gerinme ihtiyacını gidermek için yaparlar.Diğer bir neden ise bölgelerine bıraktıkları iz yada parmak aralarından salınan koku ile işaretlemeleridir.Eğer kedinize tırmalamaları için alan oluşturmazsanız evdeki mobilyalarınızı tırmalayacaklardır.

Yavru kedilerin gelişim evreleri

Yavru bir kediniz var yetişkinlik dönemine kadar hangi süreçlerden geçer ve hangi tür mamalara ihtiyaç duyar? Sizin için kedinizin yetişkinlik dönemine kadar geçen yaşamını 5 bölümde inceledik.

Yeni doğan dönemi (0-2 haftalık)
Yavru kedinizin gözleri ve kulakları 1 veya 2. haftada açılır.Kedinizin rahatı ve sıcak bir ortamda büyümesi için annesi ve kardeşleri ile kalamsına izin veriniz.Bu dönemde sadece anne sütü ile besleyiniz.Sağlıklı emzirmeyi desteklemek amacı ile anneyi  Hill’s kitten formüllerinden birisi ile besleyiniz.

Sosyalleşme dönemi (2-7 haftalık)
Kediniz bu dönemde yaşadığı yeri keşfetmeye ve günlük kısa süreli oyun seanslarına başlar.Anne ve kardeşleri ile kalmak doğru sosyalleşme için hayati önem taşımaktadır.Bu dönemde hayvanlar ve insanlar ile yeterince iletişim kuramazsa asosyal olur ve sonraki dönemlerde başka insanlar ve hayvanlar ile iletişim kurmakta zorlanır.Sütten kesilme genellikle 6-7. hafta civarında gerçekleşir.Sütten kesimi kolaylaştırmak için yaş mamalarına ılık su ilave edilerek püre haline getirilmiş kuru mamaları verebilirsiniz.

En aktif oyun oynama dönemi (7-14 haftalık)
Yavru kedinizin sıçrayarak zıplayarak ve kendi kuyruğuyla oynayarak koordinasyon kazandığı ve en sevimli olduğu dönemdir.Yavru kedinizin ne kadar sağlıklı olduğunu öğrenmek ve aşılama programına başlayabilmek için 8-9. haftada veteriner hekiminizi ziyaret ediniz.Yavru kediler bu dönemde sütten tamamen kesildiği için Hill’s kitten mamalara geçiş yapabilirsiniz.

Sosyal hiyerarşi dönemi (3-6 aylık)
Kardeşleri ve çevrelerindeki insanlar ile sosyal hiyerarşi oluşturan yavru kedinizin sosyal düzendeki ve aile içindeki konumu belirlenir.Kısırlaştırma konusunda en uygun zaman için bu dönemde veteriner hekiminize başvurabilirsiniz.Yeni tatlar ve dokularla tanışmak dahasonra diğer mamaların kabul edilmesine yardımcı olacaktır.

Büyüme dönemi (6-18 aylık)
Yavru kedinizin sağlıklı büyümesini ve gelişimini desteklemek için uygun bir mama ile besleyiniz.Eğer kedinizi kısırlaştırmadıysanız, bu dönemde seksüel davranışlar başlayacaktır.İlk doğum gününde, kediniz yavruluk dönemini tamamladığı için ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek bir yetişkin mamasına geçiş yapılmalıdır.12 aylık olduğunda yetişkin mamalar kullanılmaya başlanabilir.

Köpeklerin vücut dili ile anlatmak istedikleri

Havlamak, diğer köpeklerle iletişim şekillerinden biridir. Ayrıca tür dışı canlılara, olaylara karşı duygu durum ve tepkilerini ifade etme biçimleridir.
Biz insan olarak duygu, düşünce ve isteklerimizi nasıl konuşarak dile getiriyorsak, köpekler de kendilerine özgü seslerle duygularını belirtirler. Bir evin bahçesinde beslenen bir köpeğin bahçe sınırının dışından geçen başka insan ya da canlıya havlayarak tepki vermesi, alanını korumak, sahibine haber vermek ve potansiyel tehlikeyi bertaraf etmek gibi son derece doğal bir köpek tepkisidir. Köpekten bekçilik beklentisi içerisinde olup da havlamalarından şikâyetçi olmak son derece manasız bir durum değil midir?
Mesela, zincirle bağlanmak bir köpek için ciddi kısıtlayıcı ve tansiyon oluşturan bir durumdur ve bu duruma köpeğin isyan ederek havlayarak reaksiyon vermesi çok doğal bir tepkidir. Hali hazırda bu durumda yaşamaya zorlanan birçok köpek olduğunu düşünerek olanların neden havladığını anlamak çok zor olmamalıdır.
Köpeğininizi iyi gözlemleyin
Sebebini bulduğunuz belirli bir şeye tepki vererek havlıyor ise dikkatini dağıtın
İlgisini çeken obje görüş alanındaysa sevdiği oyuncaklarla oynatarak dikkatini bu yana çekmek çözüm olabilir.
Ceza vermek yerine uyarın
Cezalandırmak köpeklerin hiç hoşlanmadığı ve havlayarak tepki gösterdiği bir durumdur.
Ceza vermek yerine onu tatlı sert uyararak lider olduğunuzu ona hissettirin.
Bol bol idman yaptırın
Çünkü köpekler çok enerjik canlılardır.
Onunla daha çok oynayarak ve vakit geçirerek enerjilerini atmalarına yardımcı olun.
Köpeğinizle daha çok vakit geçirin
Köpeklerde insanlar gibi spor yapmaya ihtiyaç duyarlar.
Eğer sıklıkla havlayan bir köpeğiniz varsa onu spor a yönlendirebilirsiniz
Birlikte yaptığınız aktiviteler en az sağlıklı bir eğitim kadar önemlidir.
Aranızdaki bağı kuvvetlendirir.

Köpeğimin havlamasını nasıl önleyebilirim?

Havlamak, diğer köpeklerle iletişim şekillerinden biridir. Ayrıca tür dışı canlılara, olaylara karşı duygu durum ve tepkilerini ifade etme biçimleridir.
Biz insan olarak duygu, düşünce ve isteklerimizi nasıl konuşarak dile getiriyorsak, köpekler de kendilerine özgü seslerle duygularını belirtirler. Bir evin bahçesinde beslenen bir köpeğin bahçe sınırının dışından geçen başka insan ya da canlıya havlayarak tepki vermesi, alanını korumak, sahibine haber vermek ve potansiyel tehlikeyi bertaraf etmek gibi son derece doğal bir köpek tepkisidir. Köpekten bekçilik beklentisi içerisinde olup da havlamalarından şikâyetçi olmak son derece manasız bir durum değil midir?
Mesela, zincirle bağlanmak bir köpek için ciddi kısıtlayıcı ve tansiyon oluşturan bir durumdur ve bu duruma köpeğin isyan ederek havlayarak reaksiyon vermesi çok doğal bir tepkidir. Hali hazırda bu durumda yaşamaya zorlanan birçok köpek olduğunu düşünerek olanların neden havladığını anlamak çok zor olmamalıdır.
Köpeğininizi iyi gözlemleyin
Sebebini bulduğunuz belirli bir şeye tepki vererek havlıyor ise dikkatini dağıtın
İlgisini çeken obje görüş alanındaysa sevdiği oyuncaklarla oynatarak dikkatini bu yana çekmek çözüm olabilir.
Ceza vermek yerine uyarın
Cezalandırmak köpeklerin hiç hoşlanmadığı ve havlayarak tepki gösterdiği bir durumdur.
Ceza vermek yerine onu tatlı sert uyararak lider olduğunuzu ona hissettirin.
Bol bol idman yaptırın
Çünkü köpekler çok enerjik canlılardır.
Onunla daha çok oynayarak ve vakit geçirerek enerjilerini atmalarına yardımcı olun.
Köpeğinizle daha çok vakit geçirin
Köpeklerde insanlar gibi spor yapmaya ihtiyaç duyarlar.
Eğer sıklıkla havlayan bir köpeğiniz varsa onu spor a yönlendirebilirsiniz
Birlikte yaptığınız aktiviteler en az sağlıklı bir eğitim kadar önemlidir.
Aranızdaki bağı kuvvetlendirir.

Neden kedi sahiplenmeliyiz?

Öncelikle kediler size dost, bir süre geçtikten sonra en değerliniz olacaktır. Kediler sevgililerini fazla gösterebilen canlılar değiller fakat emin olun sizin değer verdiğinizi anladıkları zaman hareketleriyle belli etmeye çalışırlar.
Kediler ile birlikte yaşamanın sağlığa faydaları; 
1-Kediler stres ve anksiyeteyi azaltır
Modern insanların en büyük sorunları arasında yer alan stres ve anksiyetenin doğal ilacı kedilerdir. Bunun sebebiyse kediler ile birlikte yaşamanın teskin edici etkisi olması, özellikle mırlamanın insanlar üzerinde ciddi şekilde sakinleştirici etkisi var ve bu sayede hayatını kedilerle paylaşan insanlarda stres ve anksiyete ile karşılaşılma riski çok daha düşük.
2-Felç riskini azaltır
Yapılan araştırmalar kedi sahiplerinin diğer evcil hayvan sahiplerinden ve hiç hayvanı olmayanlardan çok daha az felç geçirdiğini gösteriyor. Bilim insanlarına göre bunun sebebi de ilk maddede olduğu gibi kedilerin insanlar üzerinde rahatlatıcı etkisi olması.
3-Bağışıklık sistemini güçlendirir
Kedilerle birlikte yaşamak bazı alerjenlere maruz kalmamıza neden olur ve bu da beraberinde bağışıklık sistemimizin kuvvetlenmesini getirir. Özellikle çocukluklarından itibaren kedilerle birlikte yaşayan insanların bağışıklık sistemleri diğerlerinden çok daha kuvvetlidir.
4-Kan basıncını düşürür
Kedilerin insanlar üzerindeki sakinleştirici etkileri kan basıncının da düşmesini sağlar. Yüksek kan basıncı olan kedi sahipleri üzerinde yapılan bir çalışmada bu kişilerin kedilerini severken ve onlarla konuşurken kan basınçlarının sabit kaldığı gözlemlenmiştir. Yani yüksek kan basıncı sorunu yaşayan kişiler kedileri ile zaman geçirirken bu sorunu yaşamıyorlar.
5-Kolesterolü düşürür
Yine modern insanın en önemli sağlık sorunlarından biri olan yüksek kolesterol konusunda da kedilerin büyük faydası var. Yapılan araştırmalar kedilerin kolesterolü de düşürdüğünü gözler önüne sermiştir.
6-Kalp hastalıklarına yakalanma ve kalp krizi riskini azaltır
Yapılan araştırmalar kedilerle birlikte yaşayan insanların kalp hastalıklarına yakalanma ve kalp krizi geçirme riskinin diğerlerinden %30-40 daha az olduğunu ortaya koymuştur.
7-Daha sosyal olmayı sağlar
Sosyal olmak sağlıklı bir ruh halinin vazgeçilmez unsurlarından biri ve kedi sahiplerinin diğer insanlardan daha sosyal olduğu biliniyor. Ayrıca insanlarla sosyalleşmekten kaçınan bireyler sosyalleşme ihtiyaçlarını tüylü kankanları sayesinde de karşılayabilirler.
8-Yalnızlık hissini azaltır
Yalnızlık hissi insanın genel ruh sağlığı üzerinde son derece olumsuz etki yapar ve kedi ile yaşamak yalnızlık hissini azaltır dolayısıyla hayatını kedilerle paylaşan insanların diğerlerinden daha sağlıklı bir ruh durumuna sahip olmasına yardımcı olur.
9-Karbon ayak izini azaltır
Kediler diğer birçok hayvana kıyasla daha az yiyecek tüketirler ve bu da daha az karbon ayak izi demektir. Yani bir kedi ile birlikte yaşamak sadece kişisel sağlığa değil dünyaya da faydalıdır aslında.
Kediler 5 bin Yıl Önce Evcilleştirildi
Kedi en sevdiğimiz iki evcil hayvandan biri olmasına rağmen geçmişi hakkında çok fazla bilgimiz yok. Çin’de Taş Çağı’ndan kalan bir köyde yapılan kazılar ise araştırmacılara uzun yıllardır merak ettikleri soruların cevabını göstermiş olabilir.
Çin orta bölgesinde yer alan Quanhucan adlı çitçi köyünde yapılan kazılarda bulunan 5 bin 300 yıllık fosiller, kedilerin insanlarla sanıldığından daha uzun zamandır birlikte yaşadığını öne sürdü.
Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan araştırmada yer alan ABD’nin Washington Üniversitesi’nden Fiona Marshall, “Kedilerin insanlarla yaşamaya başladıkları sürecin ilk deliline ulaştık” dedi.
Marshall, avcı-toplayıcı kabileler tarafından binlerce yıl önce evcilleştirilmeye başlanan köpeklere kıyasla, kedilerin ‘çiftçilerin evcil hayvanları olarak’ insanlarla beraber yaşamaya başladığını belirtti.
USA Today’de yer alan habere göre, antik çiftçi köyünde bulunan kedinin kemiklerinde şaşırtıcı derecede fazla tahıl kalıntısı bulundu. Bu bulgu, vahşi kedilerin evcil kedilere dönüşme sürecinin bir delili olarak kabul edildi.

Kediler hakkında az bilinen şaşırtıcı bilgiler

-Bir heykel haberi de bizden. Kadıköy’de kaldırım taşında verdiği pozla fenomen olan, 1 Ağustos 2016’da hayatını kaybeden Tombili’nin heykeli 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nde açılmıştır.
-Kedi kapısını ilk bulan kişinin Isaac Newton olduğu söylenir.
-Dişi kediler sağ patilerini daha iyi kullanırken, erkek kediler çoğunlukla sol patide iyidirler.
-*Kedi sahiplerinin yüzde 17’sinden fazlası üniversite mezunudur.
-Kediler yemeklerde tatlıyı ayırt edemezler.
-Kedi sahibi erkeklerin daha iyi birer âşık oldukları bilinir.
-Bir kedinin beyin yapısı insanınkine çok benzer. Duyguları üreten kısımları aynıdır.
-Kediler insanlara sürünerek kendi bölgelerini belli etmeye çalışırlar.
-Kedi sahibi olan kişilerin kalp krizi veya felç geçirme ihtimalleri, kedi sahibi olmayanlara göre üçte bir oranında daha düşüktür.
-Kedilerin IQ seviyeleri köpeklere göre daha düşüktür ama karmaşık problemlerin çözümünde köpeklerden daha iyilerdir.
-Kedilerin genellikle laktoza karşı tolerans seviyeleri düşüktür. Yani onlara süt vermekten vazgeçin.
-Yaygın kanının aksine kedilere çiğ balık vermek onlar için iyi değildir.
– Sudan nefret eder, çünkü kürkleri ıslandığında iyi izolasyon yapamazlar. Ancak Van Kedisi, yüzmeyi seven bir kedidir.
-Bir kedinin genelde yüzünün her iki tarafında yaklaşık 12 bıyık bulunur.
-Bir kedinin eve dönme kabiliyetine “psi seyahat” denir. Uzmanlar, kedilerin güneş ışığının açısını yollarını bulmak için kullandıklarını düşünürler.
-Kedilere verilmemesi gereken yiyecekler arasında soğan, sarımsak, yeşil domates, çiğ patates, çikolata, üzüm ve kuru üzüm bulunur.
-Genelde renk körü olarak bilinirler. Bazı renkleri iyi ayırt edemeseler de kedilerin gece görüşleri çok kuvvetlidir. Gece karanlıkta bir kedi bir insandan beş kat daha iyi bir şekilde görür.
-Kedilerin bir delikten geçip geçemeyeceklerini ölçmek için bıyıklarını -kullandıklarını biliyor muydunuz?
-Asya’da her yıl yaklaşık 4 milyon kedi doğar.
-Bütün kediler iyi birer avcıdırlar. Kuşlar, memeliler ve sürüngenler de dâhil olmak üzere 33 farklı türün yok olmasına sebep olmuşlardır. Hatta en istilacı 100 tür arasından listeleniyorlar.
-Kedilerin ortalama ömrü 12 ila 15 yıl arasındadır.
-Bütün kediler iyi birer avcıdırlar. Kuşlar, memeliler ve sürüngenler de dâhil olmak üzere 33 farklı türün yok olmasına sebep olmuşlardır. Hatta en istilacı 100 tür arasından listeleniyorlar.
-Bir kedinin koku duyusu, bir insandan yaklaşık 14 kat daha fazladır.

Kediler evde uzun süre yalnız kalabilir mi?

Kediler, diğer evcil hayvanlara oranla bakımı en kolay ev arkadaşlarıdır. Temel ihtiyaçlarının karşılanması ile yetinen kediler, gün içinde kendilerini sevecek ya da onlarla oyun oynayacak kişilere de ihtiyaç duyarlar.
Tatil ve seyahat dönemi geldiğinde ise kedi sahiplerini farklı bir telaş sarar. Kediler yapıları itibariyle evlerine bağlı canlılardır. Bu nedenle de sahiplerinin tatil süreçlerinde evden ayrı bir yerde zaman geçirmek kediler için stres anlamına gelir.
En doğrusu imkân var ise bu sürecin kedi için evde tamamlanmasının sağlanmasıdır. Aksi durumlar kedinin kendini terk edilmiş hissetmesine neden olacaktır.
Günlük yoğunluk içinde destek istediğiniz yakınınız işlerinden dolayı kedinizi ihmale uğratabilir ki bu da çok insani bir durumdur. Sizin önlem almanız işte özellikle bu noktada önemlidir.
Alabileceğiniz önlem ve ihtiyacınız olan donanıma gelmeden evvel son bir şey hatırlatmakta fayda görüyorum. Eğer sizin yokluğunuzda kedinizi emanet edebileceğiniz hiç kimseniz yok ise o zaman seyahat sürenizin 4 en fazla 5 günle sınırlı olmasına dikkat edin.
Daha uzun tatiller kedinizin temel ihtiyaçları konusunda sıkıntı yaşamasına neden olabilir.
Komşunuza anahtar bırakabilirsiniz
Eviniz diğer aile bireylerine yakın ise onlara mutlaka bir anahtar bırakarak 2-3 günde bir kedinizin kontrol edilmesini talep edebilirsiniz.
Kedilere sempati duyan bir komşu da bu süreç için size en büyük destekçi olacaktır.
Komşunuzdan vakit buldukça kedinizi kontrol etmesini ve onunla kısa sürede olsa oynamasını veya onu sevmesini isteyebilirsiniz. Ancak çok güvenilir bir arkadaş, bir komşu, bir aile bireyi de olsa unutmamanız gereken en önemli nokta hiç kimsenin sizin kedinize sizin baktığınız gibi bakmayacağıdır.

Hayvan sevgisi çocuklara nasıl katkılar sağlar?

Çocuklara hayvan sevgisi aşılamanın önemi büyük

Tüm canlılar aslında bir bütünün parçalarıyız. Hep birlikte doğayı oluşturuyoruz ve bu dünyayı paylaşıyoruz. Dünyadaki her canlı, dolaylı ya da dolaysız olarak birbirinin varlığına muhtaç. İşte bu doğal dengeyi koruyabilmek için doğadaki tüm canlılara saygı, sevgi ve minnet duymamız gerektiğini daha küçük yaşlarda çocuklara hayvan sevgisi aşılamamız gerekiyor ki onlar da doğayı koruma bilinciyle yetişsinler.

Hayvan sevgisi çocuklara nasıl katkılar sağlar?
Paylaşım

Evcil hayvan beslemek aynı zamanda aile içinde paylaşıma, ortak ilgi alanı yaratılmasına, kardeşler arasında iletişime ve işbirliğine de olumlu katkılar sağlıyor. Aile ilişkilerini güçlendiriyor.
Ancak unutulmamalıdır ki çocuğa bütün bu olumlu özelliklerin kazandırılmasında asıl görev ebeveynlere düşüyor. Ebeveynlerin hayvanın refah ve bakımından ilk önce kendilerinin sorumlu olduğunu hatırlamaları, çocuğa doğru örnek olmaları, hayvan sevgisini aşılamaları gerekiyor. Çocuğa hayvanla ilişkisini hükmetme ve nesnelleştirme üzerine kuramayacağını, hayvanı sıkıldığında atacağı, satacağı bir oyuncak gibi göremeyeceğini öğretmeleri büyük önem taşıyor.

Sevgi

Evcil hayvanla büyüyen çocuk, verdiği sevginin karşılığını aldığında sevginin karşılıklı bir duygu olduğunu görüyor ve mutlu oluyor. Böylece sevgi dolu bir birey olma yolunda ilerliyor, bencillikten kurtuluyor.

Sorumluluk

Evcil hayvan sahibi olmak çocukların ruhsal ve duygusal gelişimine önemli katkılar sağlıyor. Anne ve babaların çocuğa hayvanın bakımında yaşına uygun sorumluluklar vermeleri gerekiyor. Sorumluluk almak onları hayata hazırlıyor, disiplinli olmayı öğretiyor.

Bağışıklığı artırıyor

Çocuklar üzerinde daha birçok olumlu etki bırakan evcil hayvanlar, biyolojik gelişime de katkı sağlıyor. Araştırmalar, kedi ve köpek besleyen çocuklarda kalp atış hızının yavaşladığını ve stresin ortadan kalktığını göstermekte.
Sağlıklı bir hayvanla büyüyen çocuklar, yaşamlarının ileri dönemlerinde, birçok alerjene karşı daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip oluyor. Parazit aşıları sürekli yapılan hayvanların, çocuklara da büyüklere de hiçbir zararı yok.