Sahipsiz dostlarımız için neler yapabiliriz?
1-Eğer imkânınız varsa sahiplenmeye çalışın. Sıcak bir yuva ve sıcak bir kucakla tanışsın.
Eğer ev olanakları mümkün ve müsaitse, herhangi bir alerjik hastalığınız da yok ise kedi gibi temiz hayvanları sahiplenebilirsiniz.Onlara sıcak bir yuva açabilir ve ona arkadaş olabilirsiniz.
2-Bahçenizde şirin bir kulübeyle onlar için yer açabilirsiniz.
Müstakil veya geniş bir bahçesi olan bir apartmanda oturuyorsanız kışın soğuk havalara karşı kedi, köpek gibi hayvanlar için kulübe yaptırabilir onlar için sıcak bir alan oluşturabilirsiniz. Kulübe yaptırırken belediye hizmetlerinden de istifade edebilirsiniz.
3-Yediklerinizden paylaşabilirsiniz veya pet shopdan uygun fiyatlı mama alabilirsiniz.
Evde kalan, artan yemeklerimiz veya onlar için kuru hayvan mamaları alarak hayvanlar için oluşturulmuş bölgelere bırakabiliriz. Parklarda belediyelerin oluşturdukları kulübelere, çöp kenarına yiyecek aramaya gelen hayvanlara poşetin ağzını açarak çöpün görünmeyen bir kısmına bırakabiliriz.
4-Parklarda, geniş geçit altlarında onlar için alan oluşturabilirsiniz.
Kışın havalar aşırı soğuduğu için sığınacak yer bulmakta zorlanan bu hayvanlar için kendi imkânlarınız ya da belediye hizmetlerinden istifade ederek parklara, geniş geçit altlarına, geniş korunaklı ağaç altlarına, kullanılmayan evlere kulübeler yaparak onlar için sığınacak bir alan oluşturabilirsiniz.
5-Alo 153 ile sokak hayvanları için ücretsiz ambulans hizmeti.
Türkiye’nin her yerinde sokak hayvanları için ücretsiz ambulans hattı. Veteriner hekim, şoför, yakıt gibi işletme giderlerini Büyükşehir Belediyelerinin karşıladığı ambulansla, sokak hayvanlarının olası yaralanmalarına anında müdahale edilecek. 24 saat boyunca hayvan ambulansı hizmeti götürüldüğü çalışmada kullanılan tam donanımlı ambulansta yoğun bakım ünitesi ve solunum cihazı da bulunuyor. Olası hayvan yaralanmaları durumunda ”Alo 153”ü arayarak hayvan ambulansını bölgeye çağırabilirsiniz.
Sahipsiz dostlarımız hakkında bilinen bazı yanlışlar
1-Sokaktaki kedi ve köpekler mikropludur, sizin için ölümcül olabilecek hastalıklar taşır.
İş mikroptan bahsetmeye varacaksa her gün elimize değdirdiğimiz TV kumandası da mikropludur. Steril ve dünyadan izole bir laboratuvarda yaşamadığınız sürece mikroptan kaçınmak neredeyse imkânsızdır. Her gün elimizde tuttuğumuz para, otobüste tutunduğumuz askı ve metroda tutunduğunuz yürüyen merdiven kolu… Bunun gibi birçok şey bir sokak hayvanından 10 kat daha mikropludur. O yüzden onları sevmekten ve dokunmaktan çekinmek anlamsızdır.
2-Sokak köpekleri insanlara saldırır.
Sokak köpekleri kendilerine saldırılmadığı sürece insanlara saldırmaz. İnsanlardan gördükleri zulüm neticesinde birçoğu zaten kork aklaşmıştır. İnsan köpeğe iyi davranırsa köpek o insanın en büyük dostu olur. Sokak köpeği sadece kendisine kötü davranana ve korktuğuna tepki verir.
3-Sokak hayvanları nasıl olsa yiyecek bulurlar.
Varsa bulur, yoksa bulamazlar. Kapalı çöp konteynırlarını açamaz, sıkı bağlanmış çöp torbalarını çözemezler. İnsanlar bir şekilde açığa yiyecek bırakmazsa aç kalır, zayıflar ve hastalanırlar. Aynı insanlar gibi onlar da canlıdırlar. Bu bağlamda sokak hayvanlarının söz konusu yiyecek olduğunda bizim kadar dışa bağlı olduklarını aklımızdan çıkarmamalıyız.
4-Sokak köpekleri gördükleri her arabaya saldırıyor.
Burada asıl meselenin Köpeklerin arabalara saldırmadığını, dönen tekerleklerin onlarda içgüdüsel olarak bir tepki yarattığını anlamamız gerekiyor. Eğer evde beslenen bir köpek gördüyseniz onların da pencerenin önünden geçen arabaya tıpatıp aynı tepkiyi vereceğini fark edebilirsiniz. Burada önemli olan bisiklet ya da motosiklette iseniz ve sürerken siz onları tekmelerseniz ilk taşı sizin atmış olacağınızı anlamak.
5-Kaşınan sokak köpekleri uyuzdur, pirelidir, hastalıklıdır.
Her kaşınan köpek uyuz değildir. Her kaşınan insanın uyuz olmadığı gibi. Uyuz, hayvanda aşırı tüysüzlük, zayıflık ve vücutta kızarıklaşmış yaralar şeklinde kendisini gösterir. Bazen tüyleri dökülmüş köpekler görürseniz endişelenmeyin. Sokak hayvanları zaman zaman mevsim değişikliklerinde tüylerini dökerek bir tüy yenileme dönemi yaşarlar. Bu her yıl yaşadıkları doğal bir durumdur.
6-Sokaktaki kedi ve köpekler birbirlerine düşmandırlar, huzur bozarlar.
Eğer hepsi huzurlu ise ve karınları doyuyorsa birbirlerine müdahale etmezler. Düzgün koşullarda bir arada yaşayabilirler. Fakat doğal yaşam alanlarına yakın bölgelerde sürekli sürüngen ve çiğ et yemek zorunda kalan köpekler saldırganlaşır ve evrimleşirken yitirdikleri avcılık güdüleri yükseldiğinden kedilere de sürüngen gibi görüp saldırabilirler.
7-Sokak hayvanları barınaklarda güvence altındadır.
Sokak hayvanının adı üstünde yeri sokaktır. Mutlu olduğu, rahat hareket ettiği alanda hatta kendisine iyi davranılacağı ümidiyle insanlarla bir arada olmayı tercih eder. Bu, sahiplenildiği durumda kedi için bir ev, köpek için bir bahçe de olabilir. Ama barınak hapishanedir. Ülkemizdeki çok az barınak onların rahat yaşayabileceği ölçütlere sahiptir. Genelde barınaklardaki daracık alanlarda, bakımsız, aç ve hastalık kaparak yaşamlarını acı içinde tüketirler.
8-Sokak hayvanları ortalığa pislik saçarlar.
Sokak hayvanları insanlar gibi çatalla yemek yemez. Ağızları bağlı torbaları patileriyle açmaları mümkün değildir. Birçok işlem için dişlerini kullanırlar. Eğer çöp torbalarınızın ağzını sımsıkı bağlamazsanız onlar da parçalamak zorunda kalmaz ve böylece tüm çöpler sokaklara dağılmaz. Bunlardan şikâyetçiyseniz ve sokak hayvanlarının yegâne beslenme kaynağı olan çöp torbalarının geldiği halden memnun değilseniz basitçe kapınızın önüne bir kap mama koyabilirsiniz.